Şikayet ettiğin hayatın hayalini kuranlar var

Şikayet ettiğin hayatın hayalini kuranlar var

Hayatımızın büyük bir bölümü çalışarak geçiyor. Kendimizi başka insanların hayatlarıyla kıyaslayıp daha fazlasını istiyoruz. Elimizde olanın kıymetini bilmek yerine olmayanın hasretini çekerek hayatımızı zindan edebiliyoruz.

Biz çocukken bisküvi kutusuna ip bağlar araba yapardık. Çamurun içinde oynardık. Üstümüz başımız batardı ancak mutluyduk. SMA hastası çocuklar ise bizim çocukluğumuzun hayalini kuruyor. En son model telefonumuz yoktu. Dijital oyunlarla büyümedik. Altımıza naylon bağlarlardı çocuk bezi görmedik. Lastik ayakkabı giydik. Sağlıklıydık. Mutluyduk.  İnsan büyüdükçe kanaatsiz oluyor. Mesela işimiz için şikayet ederken işsiz birileri bizim yerimizde olmanın hayalini kuruyor. Sağlığımıza şükretmiyoruz belki, başka biri hastane köşelerinde bizim gibi olmak istiyor. Tek sağlığım olsun başka bir şey istemem diye dua ediyor. Sakıp Sabancı Türkiye’nin en zengin iki insanından birisiydi. Oğluma bir kez ayakkabı alamadım diyordu. Keşke servetim olmasaydı da oğlum yürüseydi diyor.

Hani elimizi açıp dua ediyoruz, hayırlısını ver Allah’ım diyoruz ya. Belki de Allah hayırlısını veriyor ama razı olmuyoruz. Her şeyi bilen Allah belki de bize hayırlı olanı veriyor. Dünyaya sınav için geldik. Sınavın birinden diğerine koşuyoruz.  Belki işimiz, evladımız, eşimiz, aldığımız kararlar, yaptığımız işler hepsi bir sınavın parçası. Belki Allah duanı kabul etti. Sağlığınla olan sınavını başka bir şeyle imtihan etti. Bilemezsin. Sahabe döneminde Salebe vardı bilir misiniz? Cami kuşu Salebe. Ona cami kuşu lakabını takmışlardı. Bir gün Peygamberimize geldi. Ya Resulallah dedi. Ne olur benim için dua et zengin olayım. Peygamberimiz ses etmedi. Biliyordu dua ederse duası kabul olacak. Bir kaç defa daha geldi Salebe. Ne olur dedi dua et. Bende zengin olayım. Peygamberimiz dedi ki, hesabını verebildiğin az mal, hesabını veremediğin çok maldan hayırlıdır. Salebe vazgeçmedi. Ne olur dedi dua et. İnsanlara hayır hasenat yapayım. Allah yolunda harcayım. Ben de zengin olayım. Sonunda peygamberimiz dua etti. Salebe’nin iki koyunu vardı. Birden çoğalmaya başladı. Cami kuşu Salebe artık işleri yetiştiremez oldu. Cumadan cumaya camiye gelmeye başladı. Bir süre sonra sürüsü Medine’ye sığmadı. Araziye çekildi Salebe. İnsanlardan uzaklaştı.

Peygamberimiz birgün vergi memurlarını gönderdi Salebe’ye. Malının kırkta birini zekat olarak vermesini söyledi. Salebe ben çalıştım ben kazandım dedi. Veremem dedi. Haber peygamberimize gelince “Yazık oldu Salebe’ye” dedi. Salebe ne düşündü bilinmez. Bir süre sonra çıktı geldi. Peygamberimize zekat vereceğini söyledi. Peygamberimiz ona Zekat Müslüman’a farz dedi. Kabul etmedi. Peygamberimizin vefatından sonra da Hz. Ömer’e, Hz. Osman’a, Hz.Ebubekir’e geldi. Peygamberin kabul etmediğini biz kabul edemeyiz Salebe dediler. Cami kuşu Salebe hırsı ile kendisini mahvetti.

Bizim için neyin hayırlı olduğunu bilemeyiz. Şikayet etmek değil, bize şükretmek yakışır. Belkide yaşadığımız hayat bizim için hayırlıdır. Olmayanın hayalini kurmak yerine olanımızla mutlu olmaya çalışmalıyız.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir