Hocam ne okuyum
Çocukluğumda kitap okumaya düşkündüm. Köyden Sivas’a geldiğimde mutlaka okumak için bir şeyler alırdım. Bizim evde gazete, dergi, kitap eksik olmazdı.
Bir gün yine Sivas’a gidecektim. Okulda Türkçe öğretmenimizi gördüm.
“-Öğretmenim. Yarın Sivas’a gideceğim. Gitmişken okumak için kitap almak istiyorum. Bana okumak için ne önerirsiniz” dedim. O da nasıl bir şey okumak istediğimi sordu. “-Böyle ilerde işime yarayacak, bilimsel olabilir, teknoloji falan olabilir” dedim. Şöyle bir düşündü “Haydar Dümen oku” dedi.
Neyse Sivas’a geldim. İslam Kitap evi, Emin Kitap evi, Diyanet yayınları falan baya bir dolandım. Hiç birinde Haydar Dümen yok. Sonunda biri dedi ki, “Onun kitabını bulamazsın da gazetede köşe yazıyor. İstersen bir gazete al” dedi. Neyse dediği gazeteyi aldım köy garajlarına indim. Otobüste elimdeki gazeteyi sordular. “Haydar Dümen’in köşe yazısı varmış da onun için aldım” dedim. Ama Haydar Dümen’i tanımıyorum. Ne yazdığını da bilmiyorum. Otobüste bana gülüştüler. Yan koltukta oturan kızlar çantasını alıp arka koltuğa doğru kaydılar. Araç hareket edince okumaya başladım ki Haydar Dümen gazetede cinsel konularda soruları cevaplıyormuş. Hani yer yarılmadı ki dibine gireydim.
Bu nasıl oyundu nasıl işidi
Akşam oldu gözüm yeni ışıdı
Ne hava yaz idi nede kış idi
Ömrümden gün aldın, kocattın hoca
Geç farkettim döndürdüğün dümeni
Arattırdın bana Haydar Dümen’i
Gattım birbirine sapı samanı
Gözlerden düşürdün ne ettin hoca
Kapı kapı gezdim herkese sordum
Diyanete gittim kendimi yordum
Hele senden hiç beklemiyordum
Hayal kırıklığına uğrattın hoca
Böyle dolanmazdım bilseydim hele
Yer yarılmadı ki gireydim yere
Utana utana vardım ben eve
Dillere düşürdün, linç ettin hoca